Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme kabiliyetinden ödün vermeden kendi ihtiyaçlarımızı karşılamaktır. Doğal kaynakların yanında sosyal ve ekonomik kaynaklara da ihtiyacımız var. Sürdürülebilirlik sadece çevrecilik değildir. Sürdürülebilirliğin çoğu tanımında yer alan sosyal eşitlik ve ekonomik kalkınma ile ilgili endişelerin de olduğu görülüyor.
Terim nereden geliyor?
Sürdürülebilirlik kavramı nispeten yeni bir fikir olsa da, çıkış noktasına baktığımızda hareketin bir bütün olarak kökleri sosyal adalet, korumacılık, enternasyonalizm ve zengin geçmişleri olan diğer geçmiş hareketlerde bulunmaktadır. Yirminci yüzyılın sonunda, bu fikirlerin çoğu ‘sürdürülebilir kalkınma’ çağrısında öne çıktı.
Brundtland Komisyonu
1983’te Birleşmiş Milletler, yeni Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu‘nu1 yönetmesi için eski Norveç başbakanı Gro Harlem Brundtland’ı görevlendirdi. Sanayileşme yoluyla yaşam standartlarını yükseltmeye yönelik onlarca yıllık çabadan sonra, birçok ülke hâlâ aşırı yoksullukla uğraşıyordu. Ekolojik sağlık ve sosyal eşitlik pahasına ekonomik kalkınmanın uzun süreli refaha yol açmadığı görülüyordu. Dünyanın ekolojiyi refahla uyumlu hale getirmenin bir yolunu bulması gerektiği açıktı. Dört yılın ardından, “Brundtland Komisyonu”, Ortak Geleceğimiz adlı nihai raporunu yayınladı. Sürdürülebilir kalkınmayı ünlü olarak şu şekilde tanımlar:
Komisyon, çevreciliği dünyanın kalkınma gündeminde sosyal ve ekonomik kaygılarla başarıyla birleştirdi.
Sürdürülebilirlik, ekolojik, sosyal ve ekonomik boyutları göz önünde bulunduran, kalıcı refahı bulmak için her şeyin bir arada düşünülmesi gerektiğini kabul eden bütünsel bir yaklaşımdır.
Sürdürülebilirliğin üç sütunu
Sürdürülebilir bir dünya nasıl olurdu?
Çevresel sürdürülebilirlik
Ekolojik bütünlük korunup, dünyanın tüm çevresel sistemleri dengede tutulurken, ekoloji içerisindeki doğal kaynaklar insanlar tarafından kendilerini yenileyebilecekleri oranda tüketilir.
Ekonomik Sürdürülebilirlik
Dünyanın dört bir yanındaki insanlar bağımsızlıklarını koruyarak ihtiyaçlarını karşılamak için finansal ve diğer ihtiyaç duydukları kaynaklara erişebilir. Ekonomik sistemler sağlamdır. Güvenli geçim kaynakları gibi faaliyetler herkesin kullanımına açıktır.
Sosyal Sürdürülebilirlik
Evrensel insan haklarına ve temel gereksinimlere, ailelerini ve toplumlarını sağlıklı ve güvende tutmak için yeterli kaynağa erişimi olan herkes erişebilir. Sağlıklı topluluklar, kişisel haklara, çalışma haklarına ve kültürel haklara saygı gösterilmesini ve tüm insanların ayrımcılığa karşı korunmasını sağlayan liderlere sahiptir.
Neden sürdürülebilirlik?
Sürdürülebilirliğin arkasındaki motivasyonlar genellikle karmaşık, kişisel ve çeşitlidir. Bu kadar çok kişinin, grubun ve topluluğun neden bu amaç için çalıştığının bir listesini oluşturmak gerçekçi değildir. Yine de çoğu insan için sürdürülebilirlik gelecek nesillere bırakacağımız türden bir geleceğe bağlı. Bir değer olarak sürdürülebilirlik, bu değeri politikalarında, günlük faaliyetlerinde ve davranışlarında sergileyen birçok kişi ve kuruluş tarafından benimsenmektedir. Bireyler, mevcut çevresel ve sosyal koşullarımızı geliştirmede önemli bir rol oynamıştır. Bugünün insanı, gelecek nesillerle birlikte çözümler üretmeli ve uyum sağlamalıdır.
Tüm Yazıları Okumak İçin Tıklayın >