Bitki Çayları Ve Faydaları

Doğanın sağlığa etkileri saymakla bitmez. Bazı fiziksel rahatsızlıkların olduğu gibi psikolojik sorunların da derdine çözümü yine doğa sunuyor. Bitkilerin mucizevi etkilerinden yararlanmak, hastalıkları öncelikle doğal yollardan yok etmek ya da her zaman daha dinç ve zinde kalmak için bitki çayları imdada yetişiyor.
Birçok bitkinin vücuda direnç kattığı, uyku düzensizlerini giderdiği, depresyon tedavisinde etkili olduğu konunun uzmanları tarafından söylenmekte. Ancak hangi bitki çayını ne sıklıkta ve ne zaman tüketmek gerektiği önemli olduğu kadar nasıl demlenmesi gerektiği de bilinmeli.

Bitki Çayları Nasıl Demlenir?

Genellikle yapraklı bitkileri bir tutam kadar fincana ya da French Press içine koyarak, üzerine kaynamış su ekleme ile demlemeye bırakılır. Ağzının açık olmaması önemlidir. Beş dakikadan az olmayacak şekilde bir süre beklenir. Bu süre çoğu yerde on dakikaya yakındır. Süzgeç yardımıyla fincana süzülerek aktarılan çay içimi hazır hale gelir. Soğumadan tüketmek yararlı olacaktır.
Bitki Çayları içeresindeki yararlı maddelerin yok olmaması adına ocakta dakikalarca kaynatılması tavsiye edilmez. Faydalarından daha iyi yararlanabilmek için üzerine kaynamış su eklenmesi her zaman daha sağlıklı bir sonuç verecektir. Bazı bitkiler karıştırılarak değişik tatlarda çay hazırlamak mümkündür.

Adaçayı

Kokusu bile rahatlamaya yetiyor olduğundan tütsü olarak da kullanılan bir bitkidir Adaçayı yaprakları. Savrulan dumanı oda içindeki negatif enerjiyi emiyor. Günde bir fincan Adaçayı içmek stresi alıyor. Zihni sakinleştiren etkisi ile dinginlik ve berraklık veriyor. Aynı zamanda idrar söktürücü olarak da biliniyor. Antiseptik özelliği sayesinde boğaz enfeksiyonuna iyi geldiği ve soğuk algınlığına karşı kullanımı da çok yaygın olan Adaçayı tadı ile de çok seviliyor.

Kuşburnu Çayı

C vitamini deposu olan Kuşburnu doğanın mucizelerinden sayılan bir bitki. Oldukça faydası olan bu meyvenin çayını düzenli olarak tüketmek soğuk aylarda vücuda direnç kazandırıyor. Böbrek, diyabet, soğuk alğınlığı gibi hastalıklara da iyi geldiği bilinen Kuşburnu; yapraklı bitki çayları gibi değil kaynatılarak demleniyor. Günde iki fincan içilmesinde hiçbir sakınca yoktur.

Rezene Çayı

Bitki çayları içinde uyku düzensizliklerine karşı kullanılan en iyi yöntem Rezene Çayıdır. Her akşam bir fincan içmek rahat bir uykuya geçişi hızlandırıyor. Vücudu gevşeterek sakinlik sağlayan bitki, Adaçayı ile birlikte kullanılabilir. Aynı zamanda baş ağrısında, mide ve bağırsak gibi sindirim sorunlarına da olumlu etkisi vardır.

Sarı Kantaron Çayı

Ağrı kesici özelliği bulunan Sarı Kantaron bitkisinin daha birçok faydası olmakla birlikte en önemli etkisi depresyon tedavisinde kullanılmasıdır. Hafif şiddette seyreden depresyona iyi geldiği, antidepresan etkisi bulunduğu uzmanlar tarafından açıklanmıştır. Bir tatlı kaşığı oranında bitki üzerine kaynamış su eklenerek on dakika bekletilmesi ile demlenen çay, günde en fazla iki fincan içilmeli. Psikiyatrik ilaç kullananların içmemesi gerektiği vurgulanıyor. Kronik depresyona bitkisel çare olarak doğanın mucizesi olarak biliniyor.

Nar Çiçeği ( Hibiskus )

Kan şekerini düşürme etkisine sahip olan Nar Çiçeği yaprağından demlenen çay özellikle diyabet hastalarına tavsiye ediliyor. Yemeklerden sonra bir fincan içilmesi şekerin yükselmesini önlüyor. Ancak kan şekeri düşük seviyelerde olanların dikkatli tüketmesi ya da bitki çayları karışımı içinde bir miktar kullanması öneriliyor.

Melisa Çayı

Rahatlatıcı etkisi sayesinde strese ve yorgunluğa iyi gelen bitki, uykusuzluk sorununa da birebir etkili. Sindirim sistemi sorunlarında da kullanılan bitki tek başına demlenebileceği gibi Sarı Kantaron, papatya gibi bitki çayları ile de karıştırılabilir. Günde en fazla iki fincan tüketilmesi uygundur. Uykusuzluk çekenlerin yatmadan yarım saat önce içmesi tavsiye edilir.

Yeşil Çay

Bitki çayları içinde en yaygın olarak kullanılan bitki olan Yeşil Çayın faydaları saymakla bitmez. Kolesterol, tansiyon, damar sertliği, sindirim sistemi gibi rahatsızlıklara karşı oldukça etkili. İçinde bulundurduğu vitamin ve minerallerle sağlığı koruma desteği sunuyor. Günde en fazla üç fincan düzenli tüketildiği takdirde olumlu yönde etkileri görülüyor. Yemeklerden yarım saat sonra tüketilmesi, akşam uyku öncesi içilmemesi gerektiği vurgulanıyor.